RSS

Yürekten kaleme sızdı...

Canımın içi,

Şu günlerde hal-hatır sormaktan çok birbirimizin ders durumunu soruyoruz biliyorum.

Nasılsın? Biliyorum yolunda gitmeyen çok şey var hayatında, ama ben inanıyorum ki sen hepsinin üstesinden geleceksin. Senin o çocukça gülen yüzün ve sıcacık yüreğinin altında çokta güçlü ve kararlı bir genç kız var aslında.

Sen acılarınla karşındakini kırmadan baş ediyorsun. Bunu her seferinde nasıl beceriyorsun bilmiyorum. Seni bu yüzden çoğu kez takdir etsem de bazen kızıyorum sana biliyorsun, sorunlarını karşındakiyle konuşup çözmek yerine hep içine atıp kendini daha çok üzmeyi yeğliyorsun diye..

Bilmelisin ki, dikkat etmen gereken, hastalığa meyilli olan sadece madden/vücudun değil, hiçe saydığın kalbinde çok kırılgan ve hastalanmaya meyilli.. Onu da ihmal etme olur mu?..
Sen öncelikle onu düşün, ona iyi bak, daha sonra da karşındakilerle konuş. Biliyorsun sen düşünmezsen kırılgan yüreğini başkaları hiç düşünmeyecek... Hep üzerine gelecek ve daha çok üzecekler...

Umarım bu yoğun günlerimiz bittikten sonra şuan yine adını hatırlayamadığım, beni ilk senin götürdüğün o kafeye gider, sade kahvelerimiz eşliğinde, ellerimizde kitaplarımızla biraz rahatlamış şekilde sevdiğimiz şeylerden bahsederiz... 
Özledim.

Ha unutmadan şunu da söyleyeyim, bilmiyorum belki de beni sevenlerin sevdiklerini çok sık söylemediklerinden bende sevdiklerime "seni seviyorum" cümlesini çok kuramıyorum. Ama bil ki seni, senin o gülen gözlerini ve sıcacık yüreğini çok seviyorum. Samimi, hep karşısındakini düşünen, mutlu etmek için çabalayan hallerini... Pek sık söylemesem de hissettiğim hep bu olacak unutma olur mu?

Çevremdeki birçok insandan daha çok güveniyorum sana. Zamane insanı karşısındakini severken bile bencil davranıyor, içten pazarlıklı... Ama sen öyle değilsin, sana ne söylesem bana inanır, benim için iyi olanı ister ve bunun için çabalarsın. Benim için sevmesen de, sevdiklerimle yakınlık kurmaya çalışır ve beni şaşırtarak mutlu edersin. Ben daha katıyım belki de beceremem pek böyle şeyleri, sende istemezsin zaten biliyorum.

Ben karşısındakine ilgisini pek dışa vurabilenlerden değilim, severim, düşünürüm ama bunu çokçası gösteremem, ama sen bu vefasızlıklarıma da hep vefanla karşılık verirsin. 

Ve sen hayatım boyunca yanımda olmasını, gülen gözleriyle bana bakmasını istediğim kıymetlilerimdensin. Unutma...

Biliyor musun, bu benim okuldaki türkçe derslerindeki mektup örneklerinden sonra ilk mektubum, bunu da yüzüne belki de hiç söyle(ye)meyeceğim şeyleri bil diye yazıyorum. Seni üzersem, bunu aç tekrar oku ve beni affet olur mu? Çünkü ben seni çok seviyorum, üzersem de bunu asla bile/isteye yapmam. Senin o kırılgan yüreğine kıyabilir miyim hiç...

Bitanem, gülen gözlerindeki ışık hiç solmasın/solmalarına önce sen izin verme... İlk mektup için bayağı uzun oldu sanırım, umarım okurken sıkılmamışsındır. Belki daha sonra yine yazarım sana, bilemiyorum, şimdilik hoşça kal...

Hayalinde fotoğrafçı, seyyah, semazen, gitarist arkadaşın M...