RSS

Okudum:19 Alper Canıgüz/Alper Kamu Cehennem Çieği

Esselamu aleykum,

Dostlar afiyettesiniz inşaAllah :)

Alper'i, Oğullar ve Rencide Ruhlar'ı okuyanlar tanır, o çocuk kendisini okumaya müptela eder insanı ve bu eseri de öylece bir solukta okuyuverdim, özlemişim küçük dehamızı :) 
Cehennem Çiçeği, Oğullar ve Rencide Ruhlar'daki Alper'in yeni maceralarından oluşuyor, yani kitabın hem devamı gibi hem de değil. Her türlü okunur :)
Sanırım yazarın üslubuna ve Alper Kamu'ya alıştığımdan ötürü bu kitaptan ayrı bir zevk aldım ben. Üslup yine gayet akıcı, tespitler yerinde ve Alper Kamu Şahane :)


Alper yine iş başında, çocuk n'apsın her türlü garip hadise onun etrafında yaşanıyor o da küçük bir dahi olarak kayıtsız kalmıyor tabi olanlara yine :) Onun bazen çocukça bazen de gayet olgun düşüncelerine, yorumlarına hayran olmamak elde değil. Güldürürken düşündürüyor sizi. Olaylar karşısındaki olgun duruşu, hiçbir şeye şaşırmayışı, kendince getirdiği yorumlar şaşırtıyor insanı. Hiçbir şeye şaşırmamaya başlıyorsunuz siz de, çünkü yazar öylesine güzel anlatıyor ki, gerçekten beş yaşındaki Alper'in bunları yaşayabileceğine ve düşünebileceğine inanıyorsunuz.

*Gerçek ya da kurgu, bütün hayat aşk denen yalan çevresinde dönüyordu sanki.

*Mutsuzluklarını kanıksamışlardı ve daha büyük bir şeyin peşinde koşmak akıllarından bile geçmiyordu.

*Tecrübelerime göre, kapımızı çalanların sekizde yedisi görmek istemeyeceğim kişilerden oluşuyordu. Kalan sekizde bir de yanlış zamanda gelirdi ekseriyetle.

*Sağı solu kontrol ettikten sonra kafamı kaldırmak suretiyle yukarıları incelemeye aldım. Ne dost bir yüz, ne de kendini balkondan aşağı atmaya hazırlanan biri vardı görünürde. Saat serserilik etmek ya da canına kıymak için çok erkendi henüz.

*Annemin iniltisini işittik: “Bari bir kan tahlili mi yaptırsak?” Röntgen, tomografi, EEG, MR, ampütasyon, beyin cerrahisi, karaciğer nakli gibi sosyal sigortalar kurumunun bilaücret sağladığı muhteşem servislerin hiçbirinden yararlanamayacağımızı öğrenmenin şokunu üzerinden güçlükle atan annem, “bari bir kan tahliline” fitti şimdi.

*Hayal kırıklığı içimde güçlü duygular uyandırmış olacak ki, o noktada pek çok sosyopat gibi ben de, madem kendime bir hayrım dokunmuyor bari dünyayı kurtarayım diye düşünerek Ümitler'in kapısında aldım soluğu.

Keyifli okumalar :)



Okudum:18 Nazan Bekiroğlu/Mimoza Sürgünü

Esselamu aleykum..

Merhaba dostlar, gününüz hayırla dolsun.
Az evvel bitirdim Mimoza Sürgünü'nü. Ben Nazan Bekiroğlu okurken dinlendiğimi, hatta yüreğimdeki ağır yüklerden bazılarının kaldırıldığını hissediyorum... Öylesine güzel anlatıyor ki, insan rahatlıyor onu okurken. 

Bu sefer bir romanla değil denemeyle karşımıza çıkıyor yazar. Ben normalde pek deneme tercih etmem ama bazı yazarlar özeldir ve tüm kitaplarını sorgusuz edinmek isterim, bu da onlardan biri, kitabın türüne bile bakmamıştım alırken :) İlk başta deneme olduğunu anlayınca küçük bir hayal kırıklığı yaşasam da sevdim elbette, yüreğinden yüreğime dokunanları.

Yazar Trabzon'da yaşıyor ve tam bir Karadeniz aşığı :) Yer yer şehirden, yolculuklarından, gittiği yerlerden bahsediyor. Yurt dışında bazı yazarların evlerini ziyaret etmiş, oralardan, onların hayat hikayelerinden bahsediyor bir bölümde. Bir bölümde sokak hayvanlarından ve insanların onlara bakış açısından dem vuruyor... Kısacası her şey var kitapta, hayata, yaşanılana dair... Hele son bölümde bir Sinek Hanım var ki, çok sevdim ben ;) Nazan Bekiroğlu'nu tanıyorsanız tarzını seviyorsanız dahil edin efendim bu güzel eseri kütüphanenize, e tanımıyorsanız da tanışma için gayet güzel bir başlangıç bence ;)

*Ama her yol, sapılmamış olanın hatırasını kazıyordu ruha.

*Ömrümdeki en önemli hadise olarak kalsa bir ırmağın akışı.

*Duru bir görüş bahşetsen bana ya Rab. Her şeyin yerli yerinde durduğunu, ağır ağır döndüğünü, sakin sakin aktığını görmeme yetecek bir bakış.

*Çünkü savaş, yakıtı masumların bedeni olan bir motordur ve tek masumun bile nâhak yere öldüğü yerde bütün evren ölmüş demektir.

*Şu güneşli dünyada her şey göle üstüne gölgedir.

*Hata yapmamak için dönüp geriye bakmak gerektiğinin farkında değil, bütün genler gibi.

*Oysa kendi acısında bütün evrenin acısını tecrübe edenler kadar bütün evrenin acısını da kendi acısına çevirebilenlere insan denir ve yalnızca onlara insan denir.

*Ateşten, bir parçanızı orada bırakarak kurtulamazsınız. Gerçek bir kurtuluş sayılmaz bu.

*Bir zamanlar ''İyi ki cennet var,'' derdim. Şimdilerde ''İyi ki cehennem var,'' diyorum.

Keyifli okumalar...