RSS

Muhabbet(siz/liğ)ine bilmukabil...



-İnsan kendisi için yapılan sarayı yıkar mı hiç?...

-Yıkıyormuş gördüm...



Varsın yalnızca benim kalbim kırıldı sansın, kendisi için yapılan sarayı yıktığını bilmeden...



Fark yok




Hesap günü Rabbin karşısına çıkarıldığımızda,
Hepimiz aynı sorulara tabi tutulacaksak,
Farkımız ne ola?..

   

"İnsan acizdir, muhtaçtır, fazla artistlik yapmamalıdır!..."  

Ah Muhsin Ünlü

Tırrınn Tırrıııınn; Ev telaşesi


Esselamu aleykum...

Merhabalar, hayatımdaki güzel bir gelişme ve değişimden bahsedeceğim bugün :) Dualarımdan birini daha katlayıp cebime koydum, kulunu kapısından boş çevirmeyen, Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun...

Uzun süredir ev arıyorduk, ailemle bir arada olabilmek için :) Malum acıların çocuğu ben, ailemden ayrı yaşıyordum, aç bi ilaç :) Canıma tak etmişti bu ezik yaşam tarzım. Mübalağa ediyorum ama çok zordu inanın, hele birde benim gibi beceriksizseniz, yalnız yaşamak iyice rezil bir yaşantı biçimine dönüşebiliyor :) Tamam yalnızlığın artılarını da göz ardı edemem ama ailem her şeyden önce gelir :)

Neyse yaklaşık 1 hafta önce bi ev beğendim ve bu bizim olmalı diyerekten bizimkileri alarma geçirdim veeee o ev artık biziiiiim :)) Evet dün tapu işlemlerini hallettik, bugünde temizliğe başlıyoruz hemen, bir haftaya kadar da taşınmak istiyorum, yavaş yavaş yerleşiriz :)

Ailemle bir arada olacağım için çok mutluyum, insan uzakta olunca daha iyi anlıyor onların kıymetini, annemle belli süre yapışık bile gezebilirim o derece bi hasretlik söz konusu... :) Gerçi iş ve derslerden sadece akşamları 10'dan sonra görebileceğim onları ama, aynı çatı altında uyuyacak olmamız bile büyük güven ve mutluluk verecek bana.

Dün tapu işlemlerini hallederken ev sahibimiz, tuhaf güvensizlik ifadeleri sergiledi, bizden de kendisine güvenimizin tam olmasını bekliyordu. Halbuki ona güven vermeyecek, yada o güveni sarsacak hiçbir şey yapmamıştık, pişkince özgüveninin tavan yapmış görüntüsü midemi bulandırdı. Şaşırdım... İnsanlar farklı, anlamak güç... O adamı anlamak gibi bir derdim de yok zaten, birde üst katımızda oturuyormuş "merhaba merhaba" der geçeriz değil mi? :)

Yapılacak çok iş var, bana kolaylıklar, size de keyif dolu bir hafta sonu diliyorum. Birde sinemada "Hür Adam" filmini izledim, her ne kadar gözüme hoş gelmeyen şeyler olsa da "Besmele her hayrın başıdır!" güzeldi :) Tarafımdan tavsiye edilir..

Sıhhat ve muhabbetle...

Sevgili dost!

Sevgili dost...

Ali Ural'ın Posta Kutusundaki Mızıka kitabını çok severim bilirsin, her satırında ağlamak isterim, dost'u dost gibi seven yüreği görünce...

Hep böyle "Sevgili Dost" diye başlayan mektuplar yazmak/cümleler kurmak istedim, ama karşıma böyle biri çıkmadı henüz...

Benim Dost'um da Sevgilim de Allah olsun değil mi?.. Kalbimi onunla doldurayım. Biliyorsun O(c.c) kapısına geleni boş çevirmez, Rabbim diye bir adım atana, koşarak gider...

Ne kötü değil mi, insanın başının sıkıştığında gidebileceği bir kapısının olmaması, bir derdi olduğunda kimsenin yanında/yardımında olmayacağı güvensizliğini yaşaması...

Yok dost, sakın yanlış anlama, şikayetçi falan değilim, bilirsin serde gurur var, öyle gidip kimseden derman falan dilenemem zaten. Ama her şeyi kendin halledemiyorsun dost, bazen arıyorsun bir yardımcı, omuzuna başını yaslayıp güvenle derdini anlatabileceğin bir dertdaş...

Rab Teala öyle güzel ki dost, mededi ondan beklediğinde sıkıntın hemen halloluveriyor... Secdeye bir varıyorsun anlatıyorsun derdini samimiyetle, yalansız, yanlışsız...

Bazen dostuna bile güvenemezsin dost, utanırsın, seni yargılayacağını yada seni terk edeceğini düşünürsün, anlatamazsın her şeyi...

Ama öyle biri var ki dost herkesin/her şeyin O(c.c)'na benzediği ama O(c.c)'nun hiç kimseye benzemediği.... Çaresizliğine çare ancak O(c.c)'dur dost, öğren...

İşte dost, sınırlarımı zorladığım, üstesinden gelmek için çabaladığım ve sonunda en güzel yardımcı olan Allah(c.c.)'ın yardımıyla üstesinden geldiğim bir maruzat için yazdım bunları...

Helal dairesinin keyfe kafi olduğunu bildiren ve O(c.c)'ndan dilediğinde harama ihtiyaç bırakmayan Allah'a hamdolsun dost!
...

Görsel:Benim vizörüm/Konya

Yansımalar...

Esselamu aleykum..

Biraz dert döküp kaçacağım...

*Yaklaşık 10 gündür hastaydım, öğrendim ki sadece ruhsal değil bedensel hastalıklar da sevgiyle iyileşiyor, anne şefkatiyle... Bugün toparladım anca, biraz daha iyiyim elh. bir daha annem yanımda yokken hasta olmak istemiyorum :(

*Her zaman yalnızlığı savunan, yanında/yakınında kimseyi istemeyen ben, aciz anlarımda hemen kendimi bırakıverir, şefkatli annemin kucağını ararım... Bulamamak kötü... Yalnızlık zor zanaat mirim!

*Uzun süredir (kpss kursu başlayalı beri) kitap okuyamıyorum, ve canım çok sıkılıyor bu yüzden. Vuslat 10 Temmuz 2011...

*Ders çalışmam gerekiyor çok fazla, ama yetemiyorum... Normalde de çalıştığım için, akşamları ve hafta sonu gittiğim kpss kursu çok yoruyor, aklımı, bünyemi... Vazgeçmekten korkuyorum...

*Bir yılı aşkındır kullandığım blog temamdan sıkıldım, sade ve dinlendirici görüntüsü olan, tema arıyorum.(aslında aramak istiyorum ama ona bile vakit bulamıyorum :r )

*Halletmem gereken işler, çevremdekilerin benden yana olan beklentileri, üzerime yüklenen sorumluluk.. Beni çok yoruyor artık... Neyi nasıl yapacağımı, nereye nasıl yetişeceğimi şaşırıyorum. Bana çok yükleniyorlar :)

*Çok karmaşığım bu ara, insanları tartıyorum, kendimi tartıyorum... Olgunlaşıyorum, olgunlaştıkça gerçekleri daha net görüyorum, ciddi kararlar alıyorum. Ve bu kararlardan dönmemem gerektiğinin farkında olarak bilfiil uygulamaya geçiyorum.

*İnsanın kararlar alması ve uygulayabilmesi mutlu ediyor, öz saygını yerine getiriyor :)


Hep doğru istikamette, istikrarlı ilerlemek duasıyla...

Müslüman erkek ve kadının tokalaşması

İş hayatına kadınlarında girmesiyle birlikte, islam dünyası da modernize denilen bir hastalığa tutuldu! Yaşamı islama uydurmak gerekirken, islam yaşama uydurulur oldu. İslamda kadının iş hayatındaki yeri çok zaruri olmadıkça zaten yoktur. Kadın evdeki vazifesiyle sınırlandırılmıştır. Ancak günümüz şartlarında çalışmayan kadın sayısı gitgide azalmaktadır, ihtiyaç olsun veya olmasın, lükste mi yaşamayalım(!)...

Neyse asıl konumuzdan sapmayalım... Şimdilerde medeniyet simgelerinden biri gibi görünse de müslüman kadın ve erkeğin tokalaşması dinimizce caiz değildir. Erkek ve kadında nefsani arzuların kabarmasına neden olabileceği için... Siz kendinizin ve karşınızdakinin kötü niyetli olmadığını düşünseniz dahi, doğruları ancak Allahû Teala bilir...

Resûl-i Ekrem Efendimiz, yabancı bir kadının elini tokalaşmak için tutmanın ateş tutmaktan daha korkunç olduğunu haber vermiş, namahremin elini tutanın Cehennem ateşi avuçlayacağına işarette bulunmuştur...

“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, şüphesiz bir hayasızlıktır, kötü bir yoldur.” 
(İsra: 32)
Birbirlerine nikah düşen kadın ve erkeğin tensel olarak temas etmesi kat'i suretle haramdır.

Rasülullah (s.a.v)'den aktaracak olursak;
Peygamber`e (sav) bi`at eden kadınlar dediler ki: Ey Allah`ın Resulü biat ederken elimizi tutmadınız? Peygamber (sav); kadınların elini tutup tokalaşmam. buyurdu.
 (Ahmed bin hanbel, Nesai, İbn Mace) 
Hazret, Aişe (ra) biat ile ilgili şöyle buyuruyor:
"Allah`a yemin ederim ki Resulüllah`ın eli bir kadının eline dokunmadı. Sadece sözle onlardan biat aldı" 
(Müslim) 
Peygamber (sav) bir hadis-i şerifinde de şöyle buyuruyor:
"Sizden birinizin başına iğne ile dürtülmesi kendisi için helal olmayan bir kadına dokunmasından daha hayırlıdır"

Nefis öyle bir şeytandır ki, kandırır, vicdanı alelacele susturuverir; 'mecburdun!' 'ayıp olurdu.' 'senin niyetin kötü değil.' 'Allah affeder!' ... Bu bahaneler kendimizi kandırmaktan öteye geçmez...

Zaruri durumlar haricinde müslüman kadın ve erkek tokalaşmamalıdır. Zaruri durumdan kasıt; bir haramla karşı karşıya kalan insanın, o haramı yapmadığı zaman canına, malına ve namusuna bir zarar gelebilecekse ve bu durum kuvvetli bir ihtimalle tahmin ediliyorsa, ancak o zaman zaruret söz konusudur. Zaruret hali kendi durumumuza uydurularak genişletilemez!

Toplum içindeki konumu ve çalıştığı kurumlarda karşılaştığı pozisyonlar açısından bazı insanların bu türlü hallere ani de olsa muhatap olması söz konusudur. Bu durumlarda kişi karşı cinsin elini sıkmak zorunda kalsa bile meselenin haram olduğu hatırdan çıkarılmaması ve mecburen işlenen o fiilden dolayı tevbe istiğfar edilmesi gerekir. 

Kişi kendini mecbur hissediyor ve tokalaşmayı bir günah olarak bildiği halde bunu rahatlıkla yapabiliyorsa, mesuliyetini peşin olarak kabul etmiş ve haram işlemiş sayılır. Fakat 'Bunda bir mahzur yoktur' diye düşünürse, haramı helâl olarak görmüş olacağından büyük bir hataya düşmüş olur.

Günümüzde karşı cinsin elini sıkmayanlara gerici yobaz deseler de, esas medenilik ve ilericilik, insanın fikirlerine saygı duyulmasıdır. Bir Müslüman, dininin gereği olarak bir fiili işlemekten kendini alıkoyuyorsa, karşıt görüşte olanların da, dinini yaşamaya çalışan kişiye karşı saygılı davranmaları gerekir! Esas medenilik de budur zaten...

Nefsimi Sana yakîn eyle...

Bazen yalnız kalmak isterim... Sadece O(c.c) duysun, görsün, bilsin...

Yalnızlık, devasa mutluluk kaynağı(!)
Üzmüyorsun, üzülmüyorsun, acıtmıyorsun, faniye güvenmek zorunda kalmıyorsun...

Ama dillerde pelesenk olan; insanız ya, yalnız yaşayamayız... Birbirimize ihtiyacımız var(!)...
Hepsi fasa fiso! Kim mutlu kalabalıktan? Etrafındaki kalabalık yalnızlıktan?...

Kapıldın mı faninin rüzgarına ne mutluluk kalıyor ne huzur...
Ne de sağlam bir yürek...
Kalabalık üzüyor, yoruyor...

Yalnız olmak istiyorum.. Acılarımı, kederlerimi, sevgimi, sevincimi, hüznümü, mutluluğumu...
Yalnız yaşamak istiyorum, Bulaşmamak istiyorum kimsenin etlisine sütlüsüne...
Üzmemek/üzülmemek istiyorum...

Ama karışıyorsun illa ki!.. Olmuyor... Üzüyorsun.... ve dahası; Üzülüyorsun.... çok...

Kalabalığın götürdüklerinden sonra, Yalnızlık... Keyfe keder...

Kalabalığın bir kötü yanı da;
Yalnızken hayalini kurduğun şey, kalabalığa karıştığında yok oluyor...

Yalnızca Bâki olanadır tutkum, her ne varsa Sana yaklaştıracak onları bana yakîn eyle...
Her ne varsa senden uzaklaştıracak, benden, benim yolumdan uzak eyle!..


 Kalabalık yalnızlıklarda Seni arar ruhum...
Seni anar kalbim...