RSS

Babaanne'm

Esselamu aleykum...

Merhaba dostlar, bugün çok sevdiğim birini anlatmak istiyorum burada. Babaannem, aslında eşimin babaannesi, ama belki ben ondan daha çok seviyorumdur onu...

Babaanne her yıl bir veya iki ay civarı eşimin annesigillerde yaşıyor, yani altı oğlundan en büyüğünün evinde misafir oluyor bir süre. Altı oğlu beş kızı var şuan hayatta, seksenini aşmış olduğundan yalnız yaşamıyor, her oğlunda biraz biraz kalarak yılı tamamlıyor... Bu taraflara sıra kışın geliyor. çünkü yazın sıcağı fena buralarda, kalması çok zor. Onu sık sık ziyaret ediyorduk buradayken, diğer zamanlar göremiyoruz çünkü. 

Babaannenin dişleri yok, ona yumuşak meyvelerden soyup, kek pişiriyordum bende rahat yiyor diye. O da seviniyordu, bende. Daha önce yaşlı birinin kaldığı bi evi bu kadar sık ziyaret etme şansım olmamıştı, babaanneyle birlikte bu tecrübeye erişmiş oldum, insan yaşlı kimselerden çok şey öğreniyor, gerçek edebi, saygıyı, sevgiyi, ibadeti... O kadar edepli ki kendi oğlundan bile çekiniyor.. Sürekli namazda, zikirde aklı.

 Hiçbir evladını torununu unutmuyor, hepsini hayırla anıyor dualarında. Hiç kimseye küs veya kırgın yaşamıyor. Hiç kimse hakkında kötü konuşmuyor, düşünmüyor... Güzel bakıp güzel görüyor adeta. Etrafına da güzellik yayıyor böylece. Güzel nasihatler veriyor bize, hayatımızın başındayken istifade ediyoruz onun tecrübelerinden. 

Konuşurken kelimeler inci gibi dökülüyor ağzından, özenle seçiyor kullandığı kelimeleri, üç düşünüp bir konuşuyor, yere bakarak ve sessizce konuşuyor. İnsan onu dinlemek, her sözünü kaçırmamak için üstün çaba harcıyor :) Onun duasını alabilmek için her istediğini yapasım geliyor, gözünün içine bakıyorum bir şey istesin yapayım diye.. 

Keşke diyorum hepimizin evinde güzel yaşlılarımız olsa, onlardan öğrensek hayatı ve bereketlendirsek, nurlandırsak hanelerimizi... Varsa eğer etrafımızda yaşlı akrabalarımız, onları sıkça ziyaret ederek hem dualarını alsak hemde ibadet etsek en güzelinden :)

Velhasılı dostlar, biz yolcu ettik babaannemizi, seneye de onunla yaşamak muhabbetine nail olmak duasıyla diyerek. 

Seni çok seviyorum babaanne, Rabbim sağlık sıhhat versin, selamette kal...

Sizde muhabbet ve dua ile kalın dostlar ;)

Yılın İlk Kitabı: İskender Pala/Mihmandar

Esselamu aleykum,

Bu yıla enfes bir kitapla başladım dostlar, İskender Pala'nın sadece ismi bile onu okumama yetecekken, bir de Eyüp Sultan'ı konu alan bir kitap olması merakımı ve isteğimi ikiye katlamıştı. Elimdeki kitaplardan dolayı henüz almamıştım ben kitabı, çok sevdiğim bi arkadaşım hediye edince hemen ön sıraya alarak okudum.

Önce kitabın isminin kelime anlamıyla başlayalım, 
Mihmandar: Resmi konukları ağırlamak ve onlara kılavuzluk etmekle görevlendirilen kimse, konukçu. 
'Mihmandar'ı Resülullah', Medine'de Hz. Muhammed (s.a.v)'i evinde misafir eden Ebu Eyyub El-Ensari'nin lakabı.

Kitap, Efendimiz(s.a.v)'in Mekke'den Medine'ye hicretiyle başlıyor ve İstanbul'un fethiyle sona eriyor. Muhteşem bir tarihin muhteşem bir şekilde kurgulanması ve kaleme alınması. Tarihi, yine keyifle, hiç sıkılmadan okuyacaksınız. 

Kitap, Eyüp Sultan'ın hayatını konu alıyor gibi görünse de, o dönemin her ayrıntısına yer veriyor. Halifelik ayrıntılı şekilde işleniyor, özellikle Eyüp Sultan'ın halifeyi eleştirdiği bölümleri okurken insan, şimdi de böyle insanlar olsa, bu kadar rahat eleştirebilse başımızdakileri diye düşünüyor... Adına cahiliye dönemi dense de asla öyle olmadığını bu kitabı okurken daha iyi anlayacaksınız. Sadece İslam'ı yaymak ve Efendimiz'in şefaatine nail olmak duasıyla çıkılan zorlu seferler... Eyüp Sultan'ın sefer esnasında Efendimiz(s.a.v)'den naklettiği hadisler de yine hayatımıza ışık olacak nitelikte, her biri ayrı önem taşıyor. Okunmasını şiddetle öneriyorum. :)

*''Gerçek bir muhacir'' diyordu, ''vatanından ziyade Allah'ın yasakladıklarından ayrılabilendir.''

*Meşakkati var diye azmi bırakmak, karanlıkta oturup nuru bırakmaktır.

*...eğer bir ülkeyi yönetenler adalet ve hukuka uygun davranmazsa,vazifeler hak etmeyen insanların elinde olursa, din bozulur, ahlak bozulur ve ülke batar. Dünyayı kuvvet ve kanunlar değil, Allah'ın koyduğu vicdan ve adalet idare eder, unutma. Bunun için kime vazife verdiğine, kimi iş başına getirdiğine dikkat et. Bilirsin ki, hak etmeyen kişiye makam vermek, hazine değerinde inciyi bataklığa atmak sayılır.

*Ben akıllılığı ilmin uzun, ömrün kısa olduğunu düşünerek elde ettim. Ve iyilikleri dünyaya hakim kılmadan, aklın gereğini yerine getiremeyeceğimi düşündüm.

*...şu fani dünyada işlediğim bir günahı ölmüş annemin öğrenmesi bile beni rahatsız ederken, nasıl oldu da ben onu işlerken Allah'ın bildiğinden rahatsız olmadım?

*'Kim bir fidan dikerse, Allah o ağaçtan yetişen meyve sayısınca amel defterine sevap yazar.'

Keyifli okumalar,
Muhabbet ve selam ile...