Esselamu aleykum,
Türkçe ezanın okunduğu dönemlerde, türkçe ibadet istemişler. Namazın da türkçe kılınması örneğin, ama Allah(c.c) muvaffak kılmamıştır.
Kur'an-ı Kerim'in tamamı namaz sûresidir. Sadece Kur'an-ı Kerim'in son kısmında yer alan sûrelerin namaz sûresi diye isimlendirilmesi aslen yanlış. Ama devamlı olarak onlar okunduğu için en azından manaları ezberlenirse, namazda ne okuduğumuzu, Allah'a neler söylediğimizi anlarsak huşu içinde kılabiliriz namazlarımızı.
Namazı kılmayın, namazı ikame(bir şeyi doğrultmak, dikmek, düzgün yapmak) edin! Kur'an'da "onlar namazı ikame ederler" buyuruluyor.
"Onlar namazlarını ikame ederler ve rızık olarak verdiğimiz şeylerden infâk ederler." Enfâl:3
Kılmış olmak için, gelişigüzel, alelacele, tadil-i erkana riayet etmeden kılmayın.
Namaz terk edilirse din yıkılır. Efendimiz(s.a.v) "Kişi ile küfür arasında namazın terki vardır." buyuruyor. Sahabe efendilerimiz: "Başka günah işleyenlere değil de, namazı terk edenlere kafir gözüyle bakıyorduk" diyorlar.
Namazın şartları:
1- Tadil-i Erkan
Rûku ve secdeleri tastamam yapmak(hızlı ve eksik yapmamak)
Şafî mezhebinde Tadil-i Erkan farzdır.
2- Namazı zamanında kılmak
Son vakte bırakmamak. Efendimiz(s.a.v) asrı saadet döneminde kendisine en hayırlı ameli soran sahabe efendilerimizden birine de en hayırlı amelin "vaktinde kılınan namaz" olduğunu belirtmiştir.
3- Namazı devamlı kılmak
4- Hûşu ve Hudû içinde kılmak
Namazın sırrı ve ruhu. "Allah'ın huzurunda tam hûşu ve hudû ile durun" Bakara:238
"Namazlarını hûşu ile kılan müminler kurtuluşa ermişlerdir."Mü'minun:1
Buradan şunu çıkarabiliriz, namazlarını hûşu içinde kılmayanlar felaha eremediler.
Hakkını vererek kılmadığımız namazlar ahirette karşımıza simsiyah ve zifiri bir karanlıkla gelecek ve "Senin beni zayi ettiğin gibi Allah da seni zayi etsin" diyecek.
Efendimiz(s.a.v) buyuruyor: "En kötü hırsızlık, namazdan çalmaktır."
Namaz geçiştiriliyorsa Allah(c.c) yaptığınız işe bereket vermez!
Mükemmel namaz kılmak bazen çok uzun bir süreci bazen de tam tersini alır. Herkesin imtihanı farklıdır, ilk kılışında o huzuru yakalayana "böbürlenecek mi", yıllar içinde yakalayamayana da "vazgeçecek mi" diyor olabilir. Önemli olan niyettir, vazgeçilmemeli.
Dualarımız daima "Ya Rabbi, senin emrettiğin ve razı olduğun şekilde namaz kılmaya beni muvaffak kıl." şeklinde olmalıdır.
"Kitap'tan sana vahyolunanı oku; namaz kıl; muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve fenalıktan alıkor; Allah'ı anmak en büyük şeydir! Allah Yaptıklarınızı bilir." Ankebût:45
Birde şöyleleri var; "ben namaz kılmıyorum ama kalbim temiz, o kılıyor da n'oluyor her haltı işliyor..." şeytanın söylettiği sözler.
İnsan beşer, melek değil, peygamber de değil. Namaz kılanlar da elbette günah işleyebilir, ama diğer türlü hem namaz kılmıyorsun hem başka günahları işliyorsun. Devamlı günaha dalıyorsun.
Allahu Ekber'le dünyaya dair her şeyi arkada bırakıyor, teslim oldum Ya Rabbi diyoruz.
Namazın içinde de şeytan bize zarar verebilir. Hz. Adem yaratıldığında secde emri verilir ve şeytan secde etmez. Bir kerecik secde etmiyor ve cennetten, Allah'ın huzurundan kovuluyor. Elinden geldiği kadar bizi günaha sokmaya çalışır.
Bazen soldan gelir: "Sen daha çok gençsin", "Allah'ın bizim ibadetimize ihtiyacı mı var", "Emekli olunca kılarsın, şimdi iş güç zamanı"...
Sağdan yaklaşması da: "Keşke herkes sana baksa, senin gibi namaz kılsa"... Bu gibi durumlarda, Estağfirullah Ya Rabbi, ben acizim ihlasla kıldıysam da Sen nasib ettin.
Namazda rûku ve secdelerde okunabilecek dua: "Sübbûhun kuddûsün rabbünâ ve rabbül-melâiketi ver-rûh" (Münezzehsin, Mukaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin)
Resûl-i Ekrem(s.a.v) rükû ve secdede şu duayı da çok okurdu:
"Sübhâneke'llâhümme rabbenâ ve bi-hamdik. Allâhümm'ağfir lî (Allah'ım! Yüce Rabbimiz!
Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve Sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla.)
Efendimiz(s.a.v) iki secde arasında şu duayı yapardı: “Rabbiğfirli, Rabbiğfirli’ ”(Rabbim beni mağfiret et, Rabbim beni mağfiret et.)"Sübhâneke'llâhümme rabbenâ ve bi-hamdik. Allâhümm'ağfir lî (Allah'ım! Yüce Rabbimiz!
Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve Sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla.)
Efendimiz(s.a.v) “Amenerrasulü” diye başlayan Bakara Suresi’nin son iki ayeti hakkında buyuruyor: “Her kim geceleyin Bakara Suresi’nden bu iki ayeti okursa ona yeter.” “Allah Teala, Bakara Suresi’ni iki ayetle sona erdirdi ki, bunları bana, Arş’ın altındaki bir hazineden verdi. Bunları öğreniniz, kadınlarınıza, çocuklarınıza belletiniz, öğretiniz. Çünkü bunlar salattır (namazdır), hem duadır, hem Kur’an’dır.”
Namazın kaide ve kuralları yerine getirilmeden Allah kabul eder denmemeli.
Bazı anne ve babaların cimriliği söz konusu, namazlarını kendileri kılıyorlar ancak çocuklarının cehennem ateşinde yanacağını umursamadan onları namazlarını kılmaları hususunda bilgilendirmiyorlar. Bununla alakalı da çok güzel bir dua söz konusu: "Rabbicalni mükımessalati vemin zürriyyeti Rabbena ve tekabbel dûa." (Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!)İbrahim:40 namazlarda son oturuşta Rabbena duasından sonra, Rabbenağfirli'den önce.
Sabah ve akşam namazlarından sonra okunmasında büyük hayırlar barındıran bir diğer sûre de Hüvallahüllezi.(Şehidlik mertebesi inşâAllah)
Bu bilgiler yetmedi diyorsanız hocamızın kitabına bir göz atın derim.